Sera beyazsineği (Trialeurodes vaporariorum), Tütün beyazsineği (Bemisia tabaci) genellikle birbirlerine benzerler.
Türlerin
birbirlerinden ayırt edilmesi pupa döneminde daha kolay olmaktadır. Sera
beyazsineği pupasının çevresi bir mum tabakası ile çevrili olmasına karşın
Tütün beyazsineği’nde bu tabaka yoktur. Tütün beyazsineği’nin vücut her iki
kenarında hafif bir girinti olup, daha sarı renkte olmaktadır. Sera
beyazsineği’nin pupası daha ovaldir.
Her iki tür de kışı
larva, yumurta ve pupa halinde genellikle yabancı otlar üzerinde geçirir.
Seralardaki kültür bitkilerinde ise mevsim boyunca yaşamlarını sürdürürler.
Havanın sıcaklığının artması ile birlikte, seralardan açıktaki kültür
bitkilerine geçerler.
Erginler bitkinin
üst kısmında veya taze yaprakların alt yüzeylerinde beslenir ve barınır.
Pupadan çıkar çıkmaz hemen beslenmeye başlar ve kısa bir süre sonra
çiftleşirler. Dişiler çiftleşmeden yumurta bırakırsa, bu yumurtalardan sadece
erkek bireyler meydana gelir. Çiftleştikten sonra konulan yumurtalardan hem
erkek hem de dişi bireyler oluşur. Dişiler yumurtalarını genellikle taze
yaprakların alt yüzüne bırakır.
Yumurtadan yeni
çıkan larva hareketli ve oval şekillidir. Üç çift bacağı olan larvanın rengi
soluk sarıdır. Larva hortumunu yaprak dokusuna sokarak yaklaşık 8 saatte
kendisini sabitleştirerek hareketsiz duruma geçer ve üzerini mum tabakası ile
kaplar. Bu dönemde larvanın bacak ve antenleri kaybolur ve kabuklu bit
görünüşünü alır. Larva 4 dönem geçirir. Dördüncü dönem larva, pupa olarak
isimlendirilir. Larva üçüncü dönemin sonlarına doğru, sırtı hafifçe yükselerek
ve rengi koyulaşarak pupa dönemine girer. Pupa döneminde beslenme yoktur.
Larvalar daha çok
yaprakların alt yüzünde beslenir. Larvaların yaşaması için fazla miktarda
aminoaside ihtiyacı vardır. Bu nedenle bitki öz suyunu çok fazla emerler.
Bitki özsuyunda
aminoaside göre şekerli madde oranı daha fazla olduğundan, larva fazla gelen
şekerli maddeyi dışarı atar.
Sera
beyazsineği’nin hayat dönemi süresi sıcaklığa bağlı olarak değişir. Genellikle
sıcaklık arttıkça gelişme süresi kısalır. Zararlının tüm dönemleri için optimum
gelişme sıcaklığı 22-27°C’dir. Düşük sıcaklıklarda faaliyeti azaldığından,
gelişmesini daha uzun sürede tamamlar. Düşük sıcaklığa en dayanıklı dönemi
yumurta dönemidir. Yumurtaları -6°C sıcaklıkta en fazla 5 gün yaşar. En uygun
orantılı nem %75-80’dir. Sera beyazsineği’nin “erkek:dişi” oranı 1:1’dir.
Dişinin yumurta koyma kapasitesi sıcaklığa ve konukçuya göre değişmekle
birlikte, 500’den fazla yumurta bırakabilir.
Tütün beyazsineği
daha çok tropik ve subtropik bölgelerde tarlada bulunan bir tür olmasına karşın
seralarda da önemli zararlar yapmaktadır. Tütün beyazsineği için optimum
sıcaklık 30-33°C olup, yoğunluğu 33°C’nin üzerindeki sıcaklıklarda aniden
düşmektedir. Tütün beyazsineği’nin gelişme süresi aynı zamanda orantılı nem ve
konukçuya göre değişmektedir. Ergin, yüksek sıcaklıklarda (28-30°C) 1015 gün, düşük sıcaklıklarda (kış döneminde)
1-2 ay yaşar. Popülâsyonda erkeklerin oranı yaklaşık %26’dır. Dişileri 50-300
adet yumurta bırakabilir. Zararlı konukçusunun olmadığı dönemde bile hayatını
birkaç hafta sürdürür. Fakat ergin sıfırın altındaki sıcaklıklarda yaşayamaz.
Beyazsinekler
genellikle yılda 9-15 döl verir.
Ergin ve larvaların
bitki özsuyunu emerek beslenmesi sonucu yapraklarda sarımsı lekeler meydana
gelir. Zararlı yoğunluğu fazla olduğunda bitki ve meyve gelişmesi durur. Güneş
ışığının fazla olması halinde ise bitkiler sararır ve kurur.
Larvaların dışarıya
attığı şekerli madde, yaprak ve meyve yüzeyinde yapışkan bir tabaka meydana
gelmesine neden olur. Böylece yaprak yüzeyi kirlenir ve bu madde üzerinde
fungus (Cladosporium spp.) diğer bir adıyla fumajin gelişmesi
başlar. Bunun sonucunda, şekerli maddenin üzeri kararır. Yapraklarda meydana
gelen bu kararmalar sonucunda, yaprakta özümleme ve solunum azalması sonucu
bitki büyümesi durur. Meyvelerde meydana gelen kararmalar, meyvelerin pazar
değerini düşürür. Meyve üzerindeki fumajin yoğun olduğunda çürüme meydana
gelir.
Beyazsinekler virüs
hastalıklarının taşınmasında önemli rol oynar. Özellikle Tütün beyazsineği
birçok virüsün yanında, Domates sarı yaprak kıvırcıklık virüsünün vektörüdür.
Beyazsinekler bu şekilde de önemli zararlara yol açar.
Ülkemizde her yerde
yaygındır.
Beyazsinek polifag
bir zararlıdır. En uygun konukçusu domates, patlıcan, hıyar olup; biber, kabak,
kavun, fasulye gibi sebzelerde, tütün, pamuk ve süs bitkilerinde zarar yapar.
Bamya, fasulye,
patlıcan, patates, domates, biber, kabak, hıyar, marul ve lahana beyazsineğin
konukçuları arasındadır.
Literatürde
beyazsineğin pek çok doğal düşmanı olduğu belirtilmektedir.
Ülkemizde başta Chrysoperla carnea (Stephens) olmak üzere pek çok doğal düşmanı vardır.
MÜCADELESİ
Kimyasal mücadelenin
gereksiz ve aşırı şekilde yapılması doğal dengenin bozulmasına ve zararlı
popülasyonunun daha fazla artmasına sebep olmaktadır. Bu nedenle zararlının
mücadelesinde başarılı sonuç almak için kimyasal mücadele dışındaki yöntemlere
öncelik verilmelidir.
Kültürel Önlemler
Beyazsinek kışı
yabancı otlar üzerinde geçirmektedir. Bu nedenle hasattan sonra tarlanın
çevresindeki yabancı otlar doğal düşmanlar açısından incelenerek buna göre
uygulama yapılmalıdır.
Gereğinden fazla
sulama sonucu nem artışı beyazsinek popülâsyonunun artmasına neden olduğundan,
fazla sulamalardan mutlaka kaçınılmalıdır.
Bitki bünyesindeki
azot miktarı beyazsinek için uygun bir besi ortamıdır. Bu nedenle sebzelerde
gereğinden fazla azotlu gübre uygulamasından kaçınmak gerekir.
Seralarda,
havalandırma açıklıkları 462 pm’lik tel ile kaplanmalı, sera içinde nem ve
sıcaklık artışını önlemek için yeterli havalandırma yapılmalıdır.
Beyazsineğin serada
varlığını belirlemek için fide dikimi ile birlikte dekara 1 adet olacak şekilde
sarı yapışkan tuzaklar, bitkinin 10-15 cm üzerinden asılır. İlk ergin uçuşu
belirlendikten sonra ise 10 m2’ye 1 tuzak gelecek şekilde 3 m
aralıklarla ardışık olarak, tuzaklar aynı şekilde yerleştirilir. Tuzaklar
kirlendikçe yenisi ile değiştirilir.
Doğal düşmanları
korumak için gerekli önlemler alınmalıdır. Bu faydalılardan özellikle M. caliginosus Ege Bölgesi’nde
çok etkilidir. Akdeniz Bölgesi’nde ise M. caliginosus ve Z. alanatus en önemli doğal
düşmanlarıdır.
Ülkemizde
beyazsineğin fazla sayıda doğal düşmanı bulunduğundan doğal düşmanları koruyucu
ve yoğunluğunu arttırıcı önlemlerin alınması ile zararlılar ile etkili bir
mücadele yapılabilmektedir. Özellikle zararlıların bulaşması ve yayılmasını
önleyici hijyen kurallarına titizlikle uyulmalı ve serada bulunan tüm hastalık
ve zararlılara karşı kimyasal ilaç kullanılırken serada bulunan doğal düşmana
yan etkisi en düşük olan bitki koruma ürünle "i kullanılmalıdır.
Beyazsineğe karşı
biyolojik mücadelede M.caliginosus, E.formosa ve E.mundus biyolojik ajan
olarak tek veya karışım olarak kullanılabilir. E.formosa,
T.vapora- riorum’un; E. mundus, B. tabaci üzerinde daha
etkilidir. Ülkemizde serada beyazsinek türleri karışık olarak bulunduğundan bu
iki parazitoitin birlikte kullanılması daha uygun olur.
Beyazsineğin
devamlı sorun olduğu ve Domates sarı yaprak kıvırcıklık virüsünün (TYLCV)
yaygın olduğu yerlerde koruyucu olarak biyolojik mücadele yapılır. Bunun için
fide dikiminden sonra serada erginler sarı tuzaklarda yakalanmaya başlayınca
biyolojik ajanlar salınabilir. Biyolojik ajan salım miktarı, serada önceki
yetiştirme dönemindeki beyazsinek yoğunluğuna ve çevreden bulaşma durumuna göre
belirlenebilir. Beyazsinek larva yoğunluğu mücadele eşiğinin altında (5 adet
birey/yaprak) ise düşük yoğunlukta biyolojik ajan, beyazsinek yoğunluğu 30 adet
birey/yaprak’ın üzerinde ise yüksek yoğunlukta biyolojik ajan kullanılabilir.
Tedavi edici
(curative) olarak kullanılması durumunda; serada ergin uçuşları saptandıktan
sonra, serayı temsil edecek şekilde belirlenen yaklaşık 20 bitkinin alt, orta
ve üst yapraklarından birer adet koparılarak beyazsinek larvası sayılır. Yaprak
başına 5 adet larva+pupa görüldüğünde, 5 adet beyazsinek larvasına 1 adet E. formosa pupası verilir.
Salınacak
parazitoit miktarını belirlemek üzere yaklaşık 20 bitkinin alt, orta ve üst
yapraklarından birer adet koparılarak yapraklar sayılır ve bir bitkide bulunan
ortalama yaprak sayısı hesaplanır. Bu yaprak sayısı, serada bulunan bitki
sayısı ile çarpılarak, seradaki toplam yaprak adedi bulunur. Serada yaprak
başına bir adet gelecek şekilde parazitoit pupası homojen olarak dağıtılır.
Genel olarak 5
dekarlık alan bir ünite olarak kabul edilir. Beyazsinek ile bulaşık olduğu
saptanan tarlaya köşegenler yönünden girilir. Patlıcan, kabak gibi büyük
yapraklı bitkilerde her 5 adımda bir alt, orta ve üst yapraklardan olmak üzere
50 yaprak toplanır. Yaprak başına 5 larva+pupa olduğunda kimyasal mücadele
uygulanır.
Bakanlık tarafından
yayınlanan “Bitki Koruma Ürünleri” kitabında tavsiye edilen bitki koruma
ürünleri ve dozları kullanılır.
Bitkinin her tarafı
ilaçla kaplanacak şekilde uygulama yapılır.
Aziz ÖZKAN
Ziraat
mühendisi
KAYNAKLAR
http://www.zmmae.gov.tr/images/zirai_mucadele_teknik_talimatlar/cilt_3.pdf
Fotoğraflar:
Aziz ÖZKAN
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder