2010 Yılında ülkemizde baş gösteren
Domates güvesi (Tuta absoluta) nın Antalya seralarında yayılışını tespit için
pek çok serada inceleme yapmıştım. Bu incelemelerim neticesinde çok farklı
ürünlerde çok farklı hastalık ve zararlı varlığına da şahit olmuş bunları
fotoğraflayıp kısa notlar tutmuştum.
Kumluca ilçesi Mavikent beldesinde bir
patlıcan serasında gördüğüm görüntü bana çok ilginç gelmişti. Şöyle ki
meyvelerin uç kısmında erime meydana gelmiş, ayrıca meyvenin sap kısmının
yakınlarında fungus miselleri iç içe halkalar şeklinde bir görüntü veriyordu. Daha
sonra bunun tipik bir kurşuni küf hastalığı belirtisi olduğunu anladım.
Her bitkide birbirinden farklı
belirtilere neden olan bu mantari hastalık gövde
ve meyvelerde zarar meydana
getirir. Çok nemli havalarda, aşırı sulama, yaprakları meyveleri sularken
ıslatma vs. bu durumlarda kurşuni küf gelişebilir.
Bu hastalık zayıflık paraziti olarak
bilinir, ancak uygun koşullarda konukçuyu hastalandırabilir. Özellikle
havalandırması iyi olmayan örtü altı yetiştiriciliğinde, doğada ve depolarda
çoğu zaman bulunmaktadır. Fungusun sporları renksiz olmasına rağmen kurşuni
renkteki görünüşü koyu renkli konidiofordan ileri gelmektedir.
Kış
mevsimini sklerot halinde geçirir ve ilkbahar gelince sklerotlar (dayanıklı
üreme organı) çimlenerek miselyum ve konidiosporlar verir. Çok ender durumlarda
apotesyum ve askosporlar oluşturabilir. Bu organlardan doğaya yayılan
askosporlar ve konidiosporlar, uygun konukçular üzerinde gelişme ve üremelerine
devam ederler. Uygun konukçu bulamayan sporlar kurak şartlarda iki saatten
fazla yaşayamazlar.
Kurşuni
küf etmeni, konukçuya göre değişen görünüşte hastalık tablosu meydana getirir.
Genellikle gövde ve meyve enfeksiyonları yapar. Önce toplu iğne başı kadar
küçük olan lezyonlar halindeki hastalık, epidermis altında gelişerek genişler
ve dokulara yayılır. Epidermis tabakasını çatlatması sonucu konukçunun su
kaybına neden olur. Bu lezyonlarda sklerotlar da oluşabilir. Gövde ve meyve
sapındaki lezyonlar meyve dökümüne neden olabilir.
Konukçuların
çiçek taç yaprakları hastalığa çok duyarlıdır. Fungus bu kısımlardan girerek
meyveye geçer ve meyve çürüklüğünü başlatır. Yumrulu bitkilerde hastalık
tarlada başlar ve depoda devam edebilir. Hastalıklı yumrularda oluşan
lezyonların büyümesi sonucunda yumuşak çürüklük oluşur.
Havalandırılması iyi
olmayan sera ve uygun olmayan depo koşullarında çok önemli ürün kayıplarına
neden olmaktadır.
Ülkemizde bu hastalığa
yaygın olarak rastlanmaktadır.
Fungus, sebzelerin
hepsinde hastalık oluşturabilir.
MÜCADELESİ
Kültürel
Önlemler
Seralarda iyi
havalandırma yapılarak sıcaklık ve orantılı nemin yükselmesi önlenmelidir.
Bitkiler
arasında hava adımının olabilmesi için sık dikimden kaçınılmalıdır.
Hastalıklı
bitkiler sökülerek imha edilmelidir.
Toprak analiz
sonucuna göre gübreleme yaparak bitkilerin sağlıklı gelişmeleri sağlanmalıdır.
Hasattan sonra
sklerotların toprağa karışmasını önlemek için bütün bitki artıkları toplanarak
yakılmalıdır.
Kimyasal
Mücadele
Hastalıkla kimyasal mücadele yeşil aksam ilaçlaması şeklinde yapılır.
Çevrede hastalığın ilk belirtileri görüldüğünde ilaçlamaya başlanır.
Bakanlık tarafından yayınlanan “Bitki Koruma Ürünleri” kitabında tavsiye
edilen bitki koruma ürünleri ve dozları kullanılır.
İlaçlamanın
havanın serin ve sakin olduğu zamanlarda bitkiyi tamamen ıslatacak, özellikle
de yaprak altlarının iyice ilaçlanmasını sağlayacak şekilde yapılmasına dikkat
edilmelidir.
Aziz ÖZKAN
Ziraat
mühendisi
KAYNAK
http://www.zmmae.gov.tr/images/zirai_mucadele_teknik_talimatlar/cilt_3.pdf
Fotoğraflar
Aziz ÖZKAN
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder