7 Temmuz 2017 Cuma

BAHAR SOFRASININ İLK İKRAMI

Anadolu birçok meyve türünde olduğu gibi, kirazın anavatanı sınırları içerisinde. Hazar denizi ile çevrili Karadeniz arasındaki bölge kirazın anavatanı olarak biliniyor.
Kiraz ülkemiz ekonomisi ve halkımızın beslenmesi için önemli meyvelerden. Türkiye’de toplam 8,3 milyon adet kiraz ağacı var ve yılda 215.000 ton ürün elde ediliyor. Bunun yaklaşık 17.800 tonu yurtdışına ihraç ediliyor. Kiraz Ege, Marmara ve İç Anadolu bölgeleri başta olmak üzere ülkemizin hemen hemen bütün bölgelerinde yetiştiriliyor.

EN ERKEN OLGUNLAŞAN MEYVE
Kiraz ılıman iklim meyve türleri içerisinde meyvelerini en erken olgunlaştıran bir türü. Kirazlar genelde 5-6 yaşında verime geçerler ancak yeni yeni yetiştirilmeye başlanan bodur ve tam bodur aşılı kiraz çeşitlerinden 2. yıldan itibaren meyve alınıyor. Bu kiraz çeşidinde yan sürgünlerin bir mandal veya yere kazıkla bağlanan ip yardımıyla yanlara doğru açılması sağlanarak daha iyi güneşlendirip daha erken ve iri meyve alınması mümkün hale gelmiş. Kirazlar her ne kadar 100 yıl yaşarlar ise de ekonomik olarak ömürleri 25-30 yıl.
ARI VE KİRAZ
Allah yarattığı her varlıkta bir hikmet gözetmiş, varlıkları birbirinin yardımına muhtaç olacak şekilde yaratmış.
Bunun en güzel örneklerinden biri de arı ve kiraz ilişkisinde görülüyor.
Kiraz için döllenme önemli bir konu. Dünyada mevcut 1500 civarındaki kiraz çeşidinden birkaç tanesi dışında hepsi mutlak kendine kısır. Bu soruna kısmî çözümler bulunsa bile, bahçede döllenmeyi yapacak yeterli sayıda arı olmadan yine ürün alınamayacaktır.
Böylece arı ve arıcı balını alırken, kiraz yetiştiricisi de Rahmanın erken hediyesini hasat ediyor.
AĞAÇTA YETİŞEN BİR İLÂÇ
Kiraz nimeti tıbbî alanda kullanıldığında, böbreklerde biriken zararlı maddelerin atılması, kanın temizlenmesi, nikris, romatizma, damar sertliği, mafsal kireçlenmesine de iyi gelerek bize aynı zamanda şifa olur.
İLÂHÎ DENGE BOZULMAMALI
Bu verimli yardımlaşma düzeninin bozulmaması yani üreticilerin en iyi yardımcıları olan arıların korunması ve zararlıları baskı altında tutan onların düşmanı bizimse dostumuz olan faydalı böceklerin yok olmaması, İlahi dengenin, ahengin bozulmaması için gerekli zamanda gerektiği gibi ilaç kullanmalı, ilaç kullanırken de Arı ve faydalılara zarar vermeyen veya çok az zarar veren ruhsatlı ilaçları kullanmak gereklidir.
                                                                           Aziz ÖZKAN
                                                                            27.04.2004

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder