7 Temmuz 2017 Cuma

AYRILIK ACISI

Baba, babacığım ne olur sende gel diye haykırıyordu otobüsün içinde annesinin kucağında ki küçük kız. Annesinin bütün çabalarına rağmen öyle hazin ağlıyordu ki yüreğim burkuldu, gözlerim doldu. Ayrılık ne kadar zor, ne kadar ağır ki düştüğü yüreği yakıyor, kor ediyor.
Hz. Mevlana’nın “Dinle Neyden nasıl hikaye etmede/ ayrılıktan şikayet etmede” dediği gibi ayrılıktan her şey şikayet etmektedir. Hz Bediüzzamanın
“Bütün firaklardan gelen feryatlar, aşkı bekadan gelen ağlamaların tercümanıdır.” İfadeleri aslında bu şikayetlerin insanda Allah tarafından verilen aşkı bekadan kaynaklandığını bildirmektedir.
Hasan feyzi ağabeyin üstadın ayrılışı için
“Haber aldım yarın yad olacakmış bize yar/Ne büyük yare ki kimler buna derman olacak.” Mısraları ile hicranını dile getirdiği gibi, ayrılıktan yüreği yanan başka bir aşık ta “Akçadağdaki kar-ı buza çevirme/Yaktın yüreciğim köze çevirme
Demiştinki ilkbaharda gelirim/Mevlayı seversen güze çevirme”  ifadeleri ile hissiyatını dile getirmiş.
            Yine sevdiğinden ayrılmış ve umutsuzca onu arayan bir aşık ise kainatta her şeyi onu aramaya seferber etmiş ve demiş ki;
            “Siyah kanatlarını batıya açtı kuşlar/Benden sana selamdır bu çığlıksız uçuşlar
            Dereler ardın sıra akmaya koyulmuşlar/Arıyor batan güneş seni dağlar ardında”
            Sılayı rahim yapıp yıllardır görmediğin arkadaş eş,dost ile görüşmek ve eski hatıraları yad etmek ne kadar insana mutluluk veriyor. Ayrılığın verdiği hüzünlü günlerin bitmesi ve özlemlerin dile getirilmesi insanı ne kadar rahatlatıyor. Aynen bir türkü de söylendiği gibi
            “Kula gölge ise Allah’ a ayan/Senden ayrılalı gülmedim dostum”
            Evet dostlardan ayrılınca insana bir hüzün çöker ve gözlerden akan yaşlara engel olunamaz. Ve hep nedense ayrılan kimseye güle güle denir. Çünkü ayrılanların hüzünlü olacağını,ağlayabileceğini bilen vefakar dostlar güle güle git temennisinde bulunur. Ama nedendir ki bu ayrılıklarda pek gülen olmaz.Ayrılık aynı zamanda başka bir kavuşmanın başlangıcı değilmidir. Ayrılmak nice yeni dostluk ve kardeşlik kazanmak değilmi, Ayrılmadan kavuşma lezzet vermiyor. Ayrılık ateşi ile yanmayan bir gönül içinde bulunduğu dostluk ve kardeşliğin kıymetini pek anlamıyor. Ama ayrılığın hüznü her zaman kavuşmanın sevincini gölgelemektedir.
            “Lütfet kerem et ey yüce sultanım/Ateşi hicrinle pek yandı canım” diyen  şair gibi  o hicran ve firak ateşi ki insanı insan ediyor. İnsanı olgunlaştırıp insanlığa faydalı hale getiriyor.
Aynen öylede ayrılığa duçar olmayan bir insanında bu hallerden ne kadar uzak olduğu aşikar değilmi.?
            Evet ayrılıkla hatıralarla dolu bir meyve ağacının kıymeti bilinir, Ayrılıkla eski virane yerlerin değeri anlaşılır. Ayrılıkla çocukluğun geçtiği sokaklar insana çok güzel ve vaz geçilmez olur. Ayrılıkla berzah alemine gitmiş anneyi babayı görmüş gözler bir başka sevilir.
Ayrılmak güzeldir. Ayrılmak hayattır. Suyun kaynağından ayrılması nasıl başka yerlere hayat verir. Tohumların fırtınalarla başka yerlere ayrılmaları ne kadar faydalıdır ve oralarda en nadide çiçeklere, meyvelere sebeb olur. Kuşların ayrılması nasıl gittikleri yerleri şenlendirir, bazıları baharı ve yazı müjdelerse; İnsanoğlunun da doğduğu büyüdüğü yerlerden ayrılığı hayırdır,rahmet dir. Ama asla ki o sevgililer sevgilisinden ayrılmaya…
            Bir arkadaş’ tan ayrılıp otobüsle giderken bu ayrılıkları hiç sevmiyorum demiştim.
Cevabı mesajında “Sonu vuslatla bitecekse neden güzel olmasın ayrılık “demişti.
Evet ayrılık neden güzel olmasın ki o sevgililer sevgilisine kavuşmanın yolu da bu fani dünyadan ayrılmadan geçmiyormu? Mademki insanız ayrılığa mübtelayız ama bütün ayrılıkların sonu biz inanıyoruz ki vuslatla bitecektir. Bu diyarda olmazsa bir diyarı aherde mutlaka..


                                                                                                               Aziz ÖZKAN 

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder