Baba, babacığım ne olur sende gel diye haykırıyordu otobüsün
içinde annesinin kucağında ki küçük kız. Annesinin bütün çabalarına rağmen öyle
hazin ağlıyordu ki yüreğim burkuldu, gözlerim doldu. Ayrılık ne kadar zor, ne
kadar ağır ki düştüğü yüreği yakıyor, kor ediyor.
Hz. Mevlana’nın “Dinle
Neyden nasıl hikaye etmede/ ayrılıktan şikayet etmede” dediği gibi
ayrılıktan her şey şikayet etmektedir. Hz Bediüzzamanın
“Bütün firaklardan
gelen feryatlar, aşkı bekadan gelen ağlamaların tercümanıdır.” İfadeleri
aslında bu şikayetlerin insanda Allah tarafından verilen aşkı bekadan
kaynaklandığını bildirmektedir.
“Haber aldım yarın
yad olacakmış bize yar/Ne büyük yare ki kimler buna derman olacak.”
Mısraları ile hicranını dile getirdiği gibi, ayrılıktan yüreği yanan başka bir
aşık ta “Akçadağdaki kar-ı buza
çevirme/Yaktın yüreciğim köze çevirme
Demiştinki ilkbaharda
gelirim/Mevlayı seversen güze çevirme”
ifadeleri ile hissiyatını dile getirmiş.
Yine
sevdiğinden ayrılmış ve umutsuzca onu arayan bir aşık ise kainatta her şeyi onu
aramaya seferber etmiş ve demiş ki;
“Siyah kanatlarını batıya açtı
kuşlar/Benden sana selamdır bu çığlıksız uçuşlar
Dereler ardın sıra akmaya
koyulmuşlar/Arıyor batan güneş seni dağlar ardında”
Sılayı
rahim yapıp yıllardır görmediğin arkadaş eş,dost ile görüşmek ve eski
hatıraları yad etmek ne kadar insana mutluluk veriyor. Ayrılığın verdiği
hüzünlü günlerin bitmesi ve özlemlerin dile getirilmesi insanı ne kadar
rahatlatıyor. Aynen bir türkü de söylendiği gibi
“Kula gölge ise Allah’ a ayan/Senden
ayrılalı gülmedim dostum”
Evet
dostlardan ayrılınca insana bir hüzün çöker ve gözlerden akan yaşlara engel
olunamaz. Ve hep nedense ayrılan kimseye güle güle denir. Çünkü ayrılanların
hüzünlü olacağını,ağlayabileceğini bilen vefakar dostlar güle güle git
temennisinde bulunur. Ama nedendir ki bu ayrılıklarda pek gülen olmaz.Ayrılık
aynı zamanda başka bir kavuşmanın başlangıcı değilmidir. Ayrılmak nice yeni
dostluk ve kardeşlik kazanmak değilmi, Ayrılmadan kavuşma lezzet vermiyor.
Ayrılık ateşi ile yanmayan bir gönül içinde bulunduğu dostluk ve kardeşliğin
kıymetini pek anlamıyor. Ama ayrılığın hüznü her zaman kavuşmanın sevincini
gölgelemektedir.
“Lütfet kerem et ey yüce sultanım/Ateşi
hicrinle pek yandı canım” diyen şair
gibi o hicran ve firak ateşi ki insanı
insan ediyor. İnsanı olgunlaştırıp insanlığa faydalı hale getiriyor.
Aynen öylede ayrılığa duçar olmayan bir insanında bu hallerden
ne kadar uzak olduğu aşikar değilmi.?
Evet
ayrılıkla hatıralarla dolu bir meyve ağacının kıymeti bilinir, Ayrılıkla eski
virane yerlerin değeri anlaşılır. Ayrılıkla çocukluğun geçtiği sokaklar insana
çok güzel ve vaz geçilmez olur. Ayrılıkla berzah alemine gitmiş anneyi babayı
görmüş gözler bir başka sevilir.
Ayrılmak güzeldir. Ayrılmak hayattır. Suyun kaynağından
ayrılması nasıl başka yerlere hayat verir. Tohumların fırtınalarla başka
yerlere ayrılmaları ne kadar faydalıdır ve oralarda en nadide çiçeklere,
meyvelere sebeb olur. Kuşların ayrılması nasıl gittikleri yerleri şenlendirir,
bazıları baharı ve yazı müjdelerse; İnsanoğlunun da doğduğu büyüdüğü yerlerden
ayrılığı hayırdır,rahmet dir. Ama asla ki o sevgililer sevgilisinden ayrılmaya…
Bir arkadaş’
tan ayrılıp otobüsle giderken bu ayrılıkları hiç sevmiyorum demiştim.
Cevabı mesajında “Sonu vuslatla bitecekse neden güzel
olmasın ayrılık “demişti.
Evet ayrılık neden güzel olmasın ki o sevgililer sevgilisine
kavuşmanın yolu da bu fani dünyadan ayrılmadan geçmiyormu? Mademki insanız
ayrılığa mübtelayız ama bütün ayrılıkların sonu biz inanıyoruz ki vuslatla
bitecektir. Bu diyarda olmazsa bir diyarı aherde mutlaka..
Aziz ÖZKAN
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder