Tanımı ve Yaşayışı: Erginleri genellikle ev sineğinin 2/3'ü
büyüklüğündedir. Vücudun genel rengi sarımsı kahverengidir. Baş sarı, gözleri
büyük, yeşil madeni pırıltılı, kenarları kırmızıdır. Kanatları geniş olup
üzerinde siyah ve soluk kahverengimsi şeritler vardır. Yumurtaları mekik
şeklinde ve beyazdır. Larvası beyaz ve bacaksızdır. Pupa koyu kahverengi renkte
olup, fıçı şeklindedir.
Zararlı kışı toprakta pupa veya ağaç üzerinde kalan turunç meyveleri
içinde larva olarak geçirir. İklim koşullarına göre ilkbahar sonu, yaz başında
çıkan erginler beslendikten sonra yumurtalarını olgun meyvelerin kabuğu altında
bırakırlar. Açılan yumurtalardan çıkan larvalar meyvenin etli kısmı ile beslenerek
üç dönem geçirir ve olgunlaşınca kendisini toprağa atarak, toprağın 2-3 cm.
derinliğinde pupa olurlar. Larvanın gelişmesi özellikle sıcaklığa bağlı olup
9-18 gün arasındadır. Pupalardan ergin çıkışı ise yazın 10-12 gündür. Çıkan
erginlerin cinsi olgunluğa erişip çiftleşmesi için 4-7 gün, mantar, maya, fumajin gibi maddelerle beslenmeleri gerekir. Yumurtlamanın olması için sıcaklığın 16˚ C nin üzerinde olması şarttır. Erginin ortalama ömrü doğal koşullarda 30-50 gündür. Ege Bölgesinde yılda 4-5, Akdeniz Bölgesinde ise 7-8 döl verebilir.
Zarar Şekli: Akdeniz meyvesineği zararı, larvası tarafından yapılır. Meyvenin etli kısmında beslenen larvalar, meyvenin bu kısmında bir yumuşama ve çöküntü meydana getirirler. Zarara uğrayan meyveler, vaktinden önce olgunlaşır, ve dökülür. İhraç edilen turunçgil çeşitlerindeki zararı, ülke ekonomisi yönünden çok önemlidir.
Bu tür meyvelerin vuruklu ve enfekteli olması ihracata mani olmakta ve malın yurt dışına çıkarılmasına izin verilmemektedir. Yıllık zarar oranının Ege Bölgesinde % 5,2 - 78,9 arasında değişebileceği saptanmıştır. Dünyadaki subtropik ve tropik iklime sahip hemen hemen tüm ülkelere yayılmış bulunan zararlı, ülkemizde de Ege ve Akdeniz bölgelerinin sahil şeridi boyunca uzanan kısımların da devamlı faaliyet göstermektedir.
Polifag bir zararlıdır. Ülkemizde tesbit edilen en önemli konukçuları kayısı, ayva, şeftali (özellikle geç çeşitler), incir, trabzon hurması, mandarin (satsuma), portakal (waşington, alanya yerli, valansiya, şeker kanı), greyfurt ve turunçtur. Tercih ettiği konukçuların mevcut olmadığı hallerde tali konukçularda (nar, armut, hint inciri, ünnap) ve yabani türlerde yaşayışını devam ettirebilme potansiyeline sahiptir.
Mücadelesi
Kültürel Önlemler: Turunçgil bölgelerine ara konukçuluk eden şeftali, incir, trabzon hurması ve nar gibi çeşitler dikilmemelidir. Dökülen bulaşık meyveler toplanıp derin çukurlara gömülmelidir.
Kültürel Önlemler: Turunçgil bölgelerine ara konukçuluk eden şeftali, incir, trabzon hurması ve nar gibi çeşitler dikilmemelidir. Dökülen bulaşık meyveler toplanıp derin çukurlara gömülmelidir.
Biyolojik ve Biyoteknik Mücadele: Ülkemizde parazitoitleri bulunmadığından biyolojik mücadelesi yoktur. Bazı ülkelerde iyonize radyasyon ile kısırlaştırılıp laboratuar koşullarında üretilen bireylerin doğal populasyonları içine salınması, parazitoit salımı ile birlikte kombineli olarak uygulanmaktadır.
Kimyasal Mücadele: Sonbaharda eylül-ekim aylarında turunçgiller gelişmesine devam ederken özellikle erkenci çeşit olan satsuma mandarinleri olgunlaşmadan önce meyvelerde vuruk kontrolü yanı sıra mutlaka Jakson tipi feromon tuzakla veya Trimedlure içeren besi tuzakları asılarak sinek çıkış kontrolü yapılmalıdır. Sineğin tespitinden sonra meyveler vurma olgunluğuna erişmişse ve vuruk tespit edilmişse derhal ilaçlamaya geçilir. İlaçlamayı takiben tuzaklarda yine sinek görülüyorsa 7-10 gün ara ile hasada 10 gün kalıncaya kadar ilaçlamaya devam edilir. Günlük sıcaklık 16 C’nin altına düştüğünde ilaçlama gerekmez. Limon bahçelerinde ilaçlamaya gerek yoktur.
Zehirli Yem Kısmi Dal İlaçlama yöntemi kullanılır; Hazırlanan cezbedici + insektisit karışımı ağaçların güneyinde büyük bir dala ( 1-1.5 m2’lik alan ) yapraklar iyice ıslanacak şekilde uygulanır. Zerrecikler yaprakların üzerinde belirgin olarak kalmalıdır. Ağaç başına ortalama 150 gr ilaçlı karışım uygulanır. Bir sıra ilaçlanır, bir sıra atlanır. İkinci ilaçlamada ise ilaçlanmayan sıralar ilaçlanır.
Aziz ÖZKAN
Ziraat Mühendisi
ozkanaziz@gmail.com
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder