26 Haziran 2024 Çarşamba

KESTANE KANSERİ Cryphonectria parasitica Murr.Bar.

Gerek ekolojik açıdan gerekse ekonomik açıdan değerli bir ağaç olan kestane, birçok hastalık ve zararlı ile karşı karşıya kalmaktadır. Kestane hastalıklarının en önemlilerinden birisi, Cryphonectria parasitica (Murr.) isimli fungusun sebep olduğu kestane kanseri hastalığıdır.

Ülkemizin hemen hemen bütün kestaneliklerinde en fazla görülen ve kestane ağaçlarını öldüren amansız bir hastalıktır Kestane kanseri

            Manisanın Alaşehir ilçesi Horzum Alayaka köyü, Sarıgöl ilçesi kızılçukur köyü, Turgutlu dağmarmara hacı İsalar köyündeki kestanelikler bu hastalık yüzünden yıldan yıla kurumakta olduğunu tespit etmiştim.

            Bu hastalık neden bu kadar yayılıyor. Mücadelesi yapılmıyor mu diye sorarsanız. Benim gözlemlediğim kadarıyla kestaneliklerin birçoğu orman arazisi içindedir. Kestane yetiştiricilerin (sadece hasad yapmaya gelen sahipleri), bu hastalık konusunda ilgisiz ve bilgisiz olması, orman arazisi içinde olan bu kestaneliklerin tapusu devlettedir. Hal böyle olunca hastalıklı ağacı kesmenin, taşımanın yasak oluşu gibi nedenlerle hastalık her yıl artmaktadır.

Hastalığın yayılmasının bana göre en büyük nedeni hastalıktan kurumuş dalların kesildiği bıçağı, testereyi, budama makasını çiftçimiz sağlıklı ağaçlarada vurmaktadır. Ayrıca hastalıklı ağaçlardan aşı için kalem almaları da yayılmada büyük etkendir.

 C. parasitica, 1904-1950 yılları arasında, Amerika Birleşik Devletlerinin doğusundaki Castanea dentata’nın hemen hemen tamamının yok olmasına neden olmuştur. Hastalık 1938 yılından itibaren İtalya’dan Avrupa’daki C. sativa’nın bulunduğu geniş alanlara yayılmaya başlamıştır. Avrupa’da patojenin ABD’dekinden daha az virülenslik göstermesiyle ilgili kanıtlar olmasına rağmen; daha önceden hastalanmış olan kökten sağlıklı dip sürgünlerinin gelişmesi, ağacın hastalıktan kurtulduğunu göstermektedir.

Bu durum, o alanda virülent ırkla vejatatif uyumlu olan hipovirülent ırkların oluşmasıyla açıklanabilir. C. parasitica ırkları aralarında vejetatif uyumsuzluk gösterebilir, bir başka deyişle hifsel anastomosis oluşmayabilir. Hipovirülens aynı vejetatif uyum grubuna sahip olan virülent ırka anastomosis yoluyla taşınabilir, bu durumda virülent ırk hipovirülente (zayıf patojen haline) dönüşür.

Avrupa’da C. parasitica’nın birkaç uyum grubu belirlenmiş olması nedeniyle hipovirülensin geniş alanlara yayıldığı gözlenmiştir. ABD’de, hipovirülent ırkların dağılmasını sınırlayan 70’den fazla uyum grubu bulunmuştur. Fungus, az zararlı olduğu Çin ve Japon kestane çeşitlerinde doğal olarak bulunmaktadır.

Kestane kanseri miselyumunun rengi önce beyaz, sonradan sarımtırak renktedir. Enfeksiyondan 1-3 ay sonra oluşan stromalar üzerinde turuncu renkli piknikler meydana gelir. Olgunlaşınca kabuk üzerinde önce toplu iğne başı büyüklüğünde çıkıntılara neden olur, yağışlı dönemlerde bu çıkıntılardan sarı-turuncu renkli yoğun bir akıntı ile birlikte konidiosporlar çıkar. Bu sporlar silindir şeklinde ve renksiz olup, 3.78-2.14x2.16-0.54 um boyutundadır. Piknitlerin geliş­tiği stromaların dibinde, çapları 250–445 um olan, içinde çok sayıda askus bulunan peritesyumlar gelişir. Her askus 8 askospor içerir. Askosporlar 2 hücreli olup, 11.0-7.9x4.1-3.0 mm boyutundadır.

Kestane kanseri bir yara parazitidir. Kestane ağaçlarının kabuk dokusuna yeni oluşan yaralardan girdikten sonra, gelişimini ağacın toprak üstü aksamında, iç kabuk ve kambiyum dokularında miselyal yelpazeler şeklinde sürdürür. Hastalık nedeniyle kurumuş yada kesilmiş ağaçlarda da saprofıtik olarak gelişir ve hastalık kaynağı oluşturur.

Kış mevsiminde nemin yüksek olması nedeni ile olgun peritesyumlara ve askosporlara bu dönemde daha fazla rastlanmaktadır. Konidiosporlar İse yılın her mevsiminde meydana gelebilmektedir. Konidiospor ve askosporların her ikisi de enfeksiyon yapar. Kışın düşük sıcaklıkta gelişemezler, konidiospor oluşumu için en uygun sıcaklık 20–27°C, askosporlar için ise 18°C'dir.

Konidiosporlar kuşlarla, böceklerle ve yağmurla; askosporlar ise rüzgârla taşınarak yeni oluşan yaralara ulaşır ve hastalık oluşumuna neden olurlar.

C. parasitica’nın iki formu bulunmaktadır. Bunlardan bir tanesi hastalık oluşumuna neden olan virülent formu, diğeri ise yüzeysel, iyileşen kanserlere neden olan hipovirülent formudur.

Hastalığın virülent formu: Etmen bir yara paraziti olduğu için sağlıklı ağaçlara yeni oluşan yaralardan girer ve bu kısımda gelişimini devam ettirir. Zeytin yeşili renginde olan kabuk dokusu normal rengini kaybeder, kırmızımsı kahverenge döner. Hastalık ağacın toprak üstü kısmında; dallarda, gövdede, ağacın kök boğazına yakın kısmında görülür.

Enfekteli kabuğun alt kısmındaki kambiyum dokusunun ölmesi nedeniyle hastalıklı kabuk dokusu sağlıklı dokuya göre daha çökük görünür, daha sonra hastalıklı kabukta çatlak ve yarıklar meydana gelir.

Canlılığını kaybeden kabuk dokusu odun dokusundan ayrılır ve şişkinleşmiş bir görünüm alır. Hastalıklı kabuğun alt kısmındaki doku normal rengini kaybeder, iç kabukta fungusun sarımtırak devetüyü renginde miseliyal yapıları oluşur. Daha sonra bu miseliyal yapıların üzerinde piknidiyum oluşur, olgunlaşınca kabuk dokusunun üzerinde sivilce şeklinde çıkıntıların oluşmasına neden olur. Yağışlı dönemlerde bu çıkıntılardan (piknidiyum) sarımsı turuncu renkli yoğun bir akıntı ile birlikte konidiosporlar çıkar. Hastalık etmeninin kabuk dokusunda gelişiyor olması nedeniyle ağaçların iletim demetleri zarar görür. Bu yüzden hasta dallar üzerindeki yapraklar kurur.

Gövde enfeksiyonlarında ise hastalıklı kısmın üstündeki ağaç aksamı kurur. Ağaç yaşamını sürdürebilmek için hastalıklı kısmın altında dormant gözlerden yeni sürgünler oluşturur. Hastalık gövdeyi çevreledikçe ve aşağıya doğru ilerledikçe bu sürgünler de kurur. Sonuçta ağaç tamamen kurur. C. sativa’nın kabuğu soyulmuş odununda, odun talaşında da etmenin miselyumu görülebilir. C. sativa’nın odun ve kabuğunda, konidial dönemi makroskobik olarak C. parasitica’ya benzeyen, ancak mikroskobik özellikleri (konidi spor 4–5×1μm) (üreme yapısı turuncu değil) farklı olan daha az patojenik ve saprofitik fungus olan Valsa spp. (Cytospora) (çoğunlukla Valsa ceratophora Tulasne & C. Tulasne ancak Valsa intermedia Nitsche’da) bulunabilir. Bazı Cytospora spp. de C.parasitica gibi hastalıklı kabuk dokusunda kırmızımsı renk değişimine neden olabilir ve nadiren de olsa piknidium’u turuncu renkli olabilir.

Hipovirulent formu: C. parasitica’nın hipovirülent ırkları, zayıf patojen olmaları nedeniyle genellikle hastalık yapma yetenekleri düşüktür.

Bu yüzden kabuk enfeksiyonu daha az belirgindir. Hipovirulens hastalığın doğal kontrolü için önemlidir. Hipovirülent ırkla enfekteli genç C. sativa gövdeleri, virulent formun erken dönemine benzer (kabukta kırmızımsı renk değişimi) belirtiler oluşturabilir. Daha eski enfeksiyonlarda ise etmenin yüzeysel kabuk gelişimi sınırlıdır, odun dokusuna kadar ilerlemez ve kallus dokusu oluşur. Enfeksiyonların 2 farklı tipi vardır: İyileşen kanserler ve iyileşmiş kanserler. İyileşen kanserlerde, gövdede hastalık bulunmasına rağmen ağaç yaşamını sürdürmektedir. Hastalıklı kırmızı kabuk dokusu şişkinleşmiştir, kabuk dokusunda yüzeysel olarak miselyum gelişimi mevcuttur, stroma oluşumu azdır, belirgin kallus oluşumu vardır.

Hastalıklı kısmın altında su sürgünü oluşumu bulunmamaktadır. İyileşmiş kanserlerde de gövdede hastalık bulunmasına rağmen ağaç yaşamını sürdürmektedir. Ancak, hastalıklı kabuk dokusu siyahlaşmış ve şişkindir. Enfekteli kabuğun altındaki kambiyum dokusu sağlıklıdır. Fungusun virulensi düşüktür, stroma oluşumu yoktur, belirgin kallus oluşumu vardır. Hastalıklı kısmın altında su sürgünü oluşumu bulunmamaktadır.

BELİRTİLERİ

Kestane kanseri, ağaçların tamamen kurumasına neden olan ve hızla yayılan çok önemli bir hastalıktır.

Kestane kanserinin yayılmasında en önemli faktör, bulaşık aşı kalemlerinin kullanılmasıdır. Diğer bir önemli faktör de hastalığın sorun olduğu yerlerde hasadın dallara sırıkla vurularak yapılmasıdır. Hasat sırasında meydana gelen yaralardan hastalık etmeni girerek yeni enfeksiyonlara neden olmaktadır.

Etmen bir yara paraziti olduğu için sağlıklı ağaçlara taze yaralardan girer ve giriş yaptığı kısımdaki kabuk dokusu normal rengini kaybederek kırmızımsı kahverengine dönüşür. Hastalıklı kabuk dokusunda önce çöküntüler, daha sonra çatlak ve yarıklar meydana gelir. Canlılığını kaybeden kabuk dokusu odun dokusundan ayrılır ve şişkinleşmiş gibi bir görünüm alır. Hasta kısımlarda kabuk altı normal rengini kaydedip, sarımtırak devetüyü renginde misel yelpazeleri ile Örtülür.

Olgun piknitler kabuk dokusunun yüzeyinde sivilce şeklinde çıkıntıların meydana gelmesine neden olur. Yağışlı dönemlerde bu çıkıntılardan sarımsı turuncu renkli yoğun bir akıntı ile birlikte konidiosporlar çıkar.

Hastalık etmeninin iç kabuk ve kambiyum dokusunda gelişmesi nedeniyle ağaçların iletim demetleri zarar görür. Bu nedenle hastalıklı dallardaki yapraklar önce solup içe doğru kıvrılır sonra kurur. Gövde enfeksiyonlarında ise enfeksiyon noktasının üstündeki kısmın gelişimi önce duraklar, sonra ağaç yaşamını sürdürebilmek için hastalıklı kısmın altında dormant gözlerden yeni sürgünler oluşturur. Hastalık gövdeyi çevreledikçe ve aşağıya doğru ilerledikçe bu sürgünler de kurur ve sonuçta ağaç ölür.

Uluslararası ticarette, konukçu bitkilerle, ya da odun ya da kabuk üstünde taşınabilir. Meyve ve tohumla taşınma riski düşüktür.

COĞRAFİK DAĞILIMI

Türkiye: Hastalık ilk olarak 1967 yılında Marmara Bölgesi (Kocaeli-Karamürsel ve Gölcük; İstanbul- Beykoz ve Şile) kestaneliklerinde saptanmış, takip eden yıllarda Marmara Bölgesinin diğer kestane alanlarına da yayılmıştır. 1990’lı yıllardan itibaren Karadeniz ve Ege Bölgesi kestaneliklerinde görülmeye başlamış ve giderek yayılmıştır.

EPPO bölgesi (Avrupa ve Akdeniz Bitki Koruma Örgütü): Avusturya, Belçika, Bosna-Hersek, Hırvatistan, Fransa, Almanya, Yunanistan, Macaristan, İtalya, Makedonya, Polonya, Portekiz, Rusya (Karadeniz sahili, Kafkasya), Slovakya, Slovenya, İspanya, İsviçre, Tunus, Türkiye, Ukrayna, İngiltere.

Asya: Çin, Gürcistan, Hindistan (Uttar Pradesh), Japonya (Honshu), Kore Demokratik Halk Cumhuriyeti, Kore Cumhuriyeti, Tayvan, Türkiye.

Afrika: Tunus.

Güney Amerika: Kanada (Britanya Kolombiya’sı, Ontario), Amerika Birleşik Devletleri

KONUKÇULARI

Konukçuları, bütün kestane çeşitleri ile meşe, sumak, karya ve akçaağaçtır.

MÜCADELESİ

Karantina Önlemleri

Bu hastalık etmeni iç ve dış karantina listesinde yer almaktadır. Hastalıklı bitki ve üretim materyalleri hastalıktan ari yerlere taşınmamalıdır. Aşılı ve aşısız fidanlar satış öncesi resmi olarak gözle muayene edilmeli ve şüpheli durumlarda ilgili kurumlara analiz için gönderilmelidir, bitkilerin enfekteli olduğu resmi test ile belirlendiğinde ise bu bitkiler imha edilmelidir. Aşı amacıyla bulaşık ağaçlardan çoğaltım materyali (kalem, çelik vb.) alınmamalıdır. Hastalığın görüldüğü alanlardaki, işlenmemiş kestane ve diğer konukçusu ağaçlara ait odunlar temiz alanlara sokulmamalıdır.

 Kültürel Önlemler

 Tamamen kuruyan ağaçlar kök boğazından, hastalıklı dallar yada ana gövde hastalıklı kısmın 25 cm altından kesilerek yakılmalıdır.

— Kesilen yerlere hastalık etmeninin girişini engellemek için "3 kısım ardıç katranı+1 kısım göztaşı" sürülmelidir.

— Budama ve aşı için kullanılan aletler %10'luk çamaşır suyu (sodyum hipoklorid) içinde dezenfekte edildikten sonra diğer dalların budama ve aşı işlemine geçilmelidir.

— Aşı kalemleri hastalığın sorun olmadığı yerlerden alınmalıdır.

— Yara oluşumunu en aza indirecek bir hasat yöntemi seçilmelidir.

Kimyasal Mücadele

Bu hastalığın kimyasal mücadelesi yoktur.


Aziz ÖZKAN

                                                                                             Ziraat mühendisi

ANTALYA ZİRAİ KARANTİNA MÜDÜRLÜĞÜ

                                                                                                ozkanaziz@gmail.com 

KAYNAKLAR

http://www.zmmae.gov.tr/images/zirai_mucadele_teknik_talimatlar/cilt_5.pdf

https://www.forestresearch.gov.uk/tools-and-resources/fthr/pest-and-disease-resources/sweet-chestnut-blight-cryphonectria-parasitica/sweet-chestnut-blight-pictures/

https://treecanada.ca/resources/tree-killers/chestnut-blight/

https://www.birdsoutsidemywindow.org/category/trees/

https://www.tarimorman.gov.tr/GKGM/Belgeler/DB_Bitki_Sagligi/Survey/13 Kestane_Kanseri_Survey_Talimati_2017.pdf

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder