
Türkiye
yağlık ayçiçeği ve diğer yağlı tohumların üretimi için uygun toprak yapısına,
ekim alanına ve iklime sahiptir. Ayçiçeği bitkisi oluşturduğu kuvvetli ve
derinlere gidebilen kök sistemi nedeniyle kurağa nispeten dayanıklı bir
bitkidir.
Tek yıllık ve yazlık bir bitki olarak subtropik ve ılıman iklim
bölgelerinde (temmuz ayı ortalama sıcaklığı 18-19 oC’nin altına düşmeyen
yerlerde) yetiştirilmektedir.
Ayçiçeği ışığı ve güneşi seven bir tür olarak,
yeterli miktarda ışığa gereksinim duyar, gölgeyi sevmez. Ayçiçeği çok ağır ve
kumlu topraklar hariç, ağır killi topraklardan hafif kumlu topraklara, az
asitli topraklardan alkali topraklara kadar geniş sınırlar içinde yetişebilen
bir bitkidir.


Kuş zararına karşı çeşitler
arasında oluşan zararın farklılığına, tercihle ilgili olduğu gibi, tabla
durumu, tabla biçimi, tane tadı, tanelerin içerdikleri bileşikler ve tane kabuk
kalınlığı gibi birçok faktör birlikte etkili olmaktadır.
Kuş zararına karşı bazı kültürel
önlemler etkin olabilmektedir. Ağaçlık, bataklık gibi yerlere yakın olan
alanlarda kuş zararı daha fazla olmaktadır. Bununla birlikte, hasatta geç
kalmamak kuş zararının artmasını önlemek açısından önem taşımaktadır.
Mekaniksel olarak gürültü çıkararak, belirli aralıklarla patlayan topatarlar
vb. kullanılarak kaçırıcı tedbirler yanında, tarla kenarında rüzgârla ses
çıkartan şerit rafya germek, parlak renk veren levhalar asmak önlemler arasında
sayılabilir.
Yıllık
iznimin bir kısmını geçirdiğim Çorum ili Alaca ilçesinde 120.000 dekar alanda
ayçiçeği üretimi yapılmaktadır. Son yıllarda bu kadar üretim alanının
artmasında hiç şüphe yok ki devletin ton başına verdiği 400 TL lik desteğin
payı büyüktür. Dekara ortalama 150 kg ürün alınmakta olan ilçemde. Yeterli gübremeler,
sulama, yabancı ot mücadelesini yapan köylerde (Eskiyapar ve Gıcılı) dekara 300
Kg ürün alındığını tespit ettim.
Bu
yıl ülke ve dünya genelinde ayçiçeği üretiminde önemli bir artış
beklenmektedir. Ayçiçeği üreticisinin güçlenmesi, ürettiği üründen fayda ve
gelir elde etmesi hepimiz için çok önemlidir. Çünkü 2/3’ü ithal yoluyla
karşılanan ülkemiz yağlı tohum ihtiyacının bir an önce yerli kaynaklardan
giderilmesi gerekmektedir. Ülkemizin mevcut yağlı tohum üretim potansiyeli
istikrarlı ve sürdürülebilir bir şekilde arttırılmalıdır.
Aziz ÖZKAN
Ziraat Mühendisi
KAYNAK
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder