12 Temmuz 2017 Çarşamba

AYÇİÇEĞİ (Helianthus annuus)

Ayçiçeği içerdiği yüksek orandaki (%22-50) yağ miktarı nedeniyle bitkisel ham yağ üretimi bakımından önemli bir yağ bitkisidir. Ayçiçeği yağı beslenme değeri en yüksek olan yağlardan biridir. Dünya bitkisel ham yağ üretiminin %12,6’sı ayçiçeğinden karşılanmaktadır. 
Türkiye yağlık ayçiçeği ve diğer yağlı tohumların üretimi için uygun toprak yapısına, ekim alanına ve iklime sahiptir. Ayçiçeği bitkisi oluşturduğu kuvvetli ve derinlere gidebilen kök sistemi nedeniyle kurağa nispeten dayanıklı bir bitkidir.
Tek yıllık ve yazlık bir bitki olarak subtropik ve ılıman iklim bölgelerinde (temmuz ayı ortalama sıcaklığı 18-19 oC’nin altına düşmeyen yerlerde) yetiştirilmektedir.
Ayçiçeği gelişmiş kök sistemi ile 3 m derindeki suyu kullanabilmektedir. Gelişme devresinde ayçiçeği bitkisi ortalama olarak 200 kg su tüketmektedir. Kurağa karşı yüksek derecede toleranslı olmasına rağmen, kuraklığın uzun süre devamı halinde tablalar küçük kalmakta, tohum bağlama düşük düzeyde olmakta ve verim önemli ölçüde azalmaktadır.
 Ayçiçeği ışığı ve güneşi seven bir tür olarak, yeterli miktarda ışığa gereksinim duyar, gölgeyi sevmez. Ayçiçeği çok ağır ve kumlu topraklar hariç, ağır killi topraklardan hafif kumlu topraklara, az asitli topraklardan alkali topraklara kadar geniş sınırlar içinde yetişebilen bir bitkidir.
Toprak Altı Zararlılarına Karşı İlaçlı (Zehirli Yem) Mücadelesi: Ayçiçeğinde fide döneminde bozkurtlar, tel kurtları ve makaslı böcek gibi zararlılar, kök ve kök boğazında zararlar oluşturarak genç fidelerin ölümüne neden olur, sonuç olarak tarlada boşluklar meydana gelir. Toprak altı zararlılarına karşı kültürel tedbir olarak, tarla otlu bırakılmamalı ve zararlıların yoğun olduğu tarlalarda derin sürüm uygulanmalı, ilkbaharda yabancı ot mücadelesi yapılmalıdır. Bununla beraber, bu gibi zararlılara karşı eğer bir metrekare alanda 1-3 böcek larvası bulunursa ilaçlama yapılmalıdır.
Kuş Zararı: Birçok ülkede olduğu gibi, ülkemizde de serçeler (Passer spp.), kargalar (Corvus spp.) ve sığırcıklar (Sturnus spp.) başta gelen kuş zararlılarıdır. Kuşların genellikle yoğun üretim alanlarında verdikleri zarar oransal olarak daha az olmakta, ancak küçük alanlarda yapılan üretimlerde daha fazla zararla karşı karşıya kalınmaktadır.
Kuş zararına karşı çeşitler arasında oluşan zararın farklılığına, tercihle ilgili olduğu gibi, tabla durumu, tabla biçimi, tane tadı, tanelerin içerdikleri bileşikler ve tane kabuk kalınlığı gibi birçok faktör birlikte etkili olmaktadır.
Kuş zararına karşı bazı kültürel önlemler etkin olabilmektedir. Ağaçlık, bataklık gibi yerlere yakın olan alanlarda kuş zararı daha fazla olmaktadır. Bununla birlikte, hasatta geç kalmamak kuş zararının artmasını önlemek açısından önem taşımaktadır. Mekaniksel olarak gürültü çıkararak, belirli aralıklarla patlayan topatarlar vb. kullanılarak kaçırıcı tedbirler yanında, tarla kenarında rüzgârla ses çıkartan şerit rafya germek, parlak renk veren levhalar asmak önlemler arasında sayılabilir.
Yıllık iznimin bir kısmını geçirdiğim Çorum ili Alaca ilçesinde 120.000 dekar alanda ayçiçeği üretimi yapılmaktadır. Son yıllarda bu kadar üretim alanının artmasında hiç şüphe yok ki devletin ton başına verdiği 400 TL lik desteğin payı büyüktür. Dekara ortalama 150 kg ürün alınmakta olan ilçemde. Yeterli gübremeler, sulama, yabancı ot mücadelesini yapan köylerde (Eskiyapar ve Gıcılı) dekara 300 Kg ürün alındığını tespit ettim.
Bu yıl ülke ve dünya genelinde ayçiçeği üretiminde önemli bir artış beklenmektedir. Ayçiçeği üreticisinin güçlenmesi, ürettiği üründen fayda ve gelir elde etmesi hepimiz için çok önemlidir. Çünkü 2/3’ü ithal yoluyla karşılanan ülkemiz yağlı tohum ihtiyacının bir an önce yerli kaynaklardan giderilmesi gerekmektedir. Ülkemizin mevcut yağlı tohum üretim potansiyeli istikrarlı ve sürdürülebilir bir şekilde arttırılmalıdır.

                                                                                                Aziz ÖZKAN
Ziraat Mühendisi




KAYNAK

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder